Elbette sevmeyen de vardır ama kültürümüzün de etkisiyle çoğumuz misafir severiz ve onları en güzel şekilde ağırlamak isteriz. Misafirlerimize ikramda bulunmaktan, onlarla uzun uzun sohbet etmekten keyif alırız. Ama maalesef bazen gitmek bilmeyen ya da görgü kurallarına uymayan misafirler bu geçirdiğimiz güzel zamanlara gölge düşürebiliyor.
Misafirliğin amacı birlikte hoşça vakit geçirmekken işin rengi değişip yapılan ziyaret ev sahibini rahatsız edecek boyuta geliyorsa sorunlar baş gösteriyor.
İngiliz Daily Mail gazetesine konuşan Görgü Kuralları Uzmanı Jackie VernonThompson, başka birinin evine misafir olarak gidenlerin yapabileceği en büyük hatalar arasında bitmiş tuvalet kâğıdı yerine yenisini takmamak, izin almadan ayakkabı ile evin içine girmek, ayakları mobilyaların üzerine uzatmak gibi bazı maddeleri sıraladı.
class=”medyanet-inline-adv”>
Birçok ünlü diziye gibi adab-ı muaşeret danışmanlığı yapan zarafet, imaj ve iletişim uzmanı olarak çeşitli kurumlarda eğitimler veren Ayça Kuru ise Türk adetlerine göre misafirliğe eli boş gidilmemesi, üç günden fazla yatılı kalınmaması, pijama ile evde gezilmemesi, evin hijyenine ve düzenine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Misafirlikte uyulması gereken diğer nezaket ve görgü kurallarına geçmeden önce evine gelen misafirlerle bu kurallara uyulmaması yüzünden sorun yaşayan dertli ev sahiplerinin hikayelerini dinleyelim.
‘MİSAFİRİM BANA SORMADAN BENİM EVİME MİSAFİR ÇAĞIRDI’
Işık K. (42)
Ben misafir çok severim ve evimden misafirim hiç eksik olmaz. Genelde hiçbir sıkıntı yaşamıyorum ama geçenlerde çocukların okuldan arkadaşlarının ailelerini evime davet ettim.
Hepsini uzun zamandır tanıyorum ve aralarında hiç çekindiğim insan yok. Misafirler geldi, ben ikramlıkları masaya koyarken içlerinden biri, benimle tanıştırmak istediği bir arkadaşı olduğunu, onu da davet ettiğini ve birazdan geleceğini söyledi. Üstüne “Eminim sen de çok seveceksin, senin için bir mahsuru yok değil mi?” diye de ekledi. Bu soruyu sormak için biraz geç kalmamış mıydı? Bu yaptığı emrivaki hiç hoşuma gitmedi, gelen arkadaşına da çok önyargılı yaklaştım ve hiç misafirperver davranamadım.
class=”medyanet-inline-adv”>
Bence arkadaşımın yaptığı çok kaba bir davranıştı, ev sahibi davet etmeden koştur koştur gelen kişi de çok düşüncesizdi. Ben davet edilmediğim yere dış kapının mandalı gibi gidemem asla, biri beni bu şekilde davet etse ‘Ev sahibine bir soralım’ derim. Davet eden arkadaş çağırırken kim bilir benim adıma ne dedi bilemiyorum ama ikisini de eve davet edilmeyecekler kara listeme ekledim. Çok ağır olacak ama ikisi de nezaketten yoksun ve görgü kurallarından bihaber insanlar ve ben böyle insanlarla arkadaşlık etmek istemiyorum.
‘YATAK ODASINA DALIP YATAĞIMA ÇOCUK YATIRANLARA TAHAMMÜL EDEMİYORUM’
Neriman B. (39)
Ben misafir pek sevmiyorum aslında, ayda yılda bir misafir gelir evime. Ama bazen mecburen akrabaları yatılı olarak misafir etmek zorunda kalıyorum.
class=”medyanet-inline-adv”>
Akrabalar kendilerini yabancı hissetmedikleri için evin içinde her yerde oluyorlar. Sadece oda hazırlasam ve orada kalsalar gerçekten hiç sorun değil ama her yerde, her odadalar ve bu beni inanılmaz rahatsız ediyor. Evde tek tuvalet olduğu için de çok sıkıntı yaşıyoruz. Mutfağa bana yardım olsun diye giriyorlar ama ben iş yaparken yanımda insan olmasını hiç sevmem, çekmecemin, dolaplarımın açılmasından hiç hoşlanmam. İyi niyetle yapılan şeyler bile bana batıyor özetle. Bir an önce gitsinler diye gözlerinin içine bakıyorum, bir daha gelecekler diye ödüm kopuyor.
Bir de arada birkaç saatliğine misafir gelen komşularım ya da arkadaşlarım oluyor. Onlardan bir tanesi hep çocuğu ile geliyor ve çocuğunu kucağında uyutup bana sormadan ‘Senin yatağa yatıralım’ diye yatak odasına dalıyor. Orası benim yatak odam, dağınık olabilir, özel bir eşyam olabilir; insanın yatak odası en özel yeri pat diye girilir mi? Bunu ilk yaptığında ‘Diğer odaya yatıralım’ dedim, ‘Yok yok geniş yatak olsun düşer yoksa’ dedi. O geleceği zaman hem salonu hem yatak odasını toplamak zorunda kalıyorum ve bu düşüncesizliği çok sinirimi bozuyor. Resmen gelmesin diye dua ediyorum.
class=”medyanet-inline-adv”>
‘EN SEVMEDİĞİM MİSAFİR MUTFAĞA GİREN MİSAFİR’
Elif C. (45)
Bence herkese misafirlikte yapılması ve yapılmaması gerekenler anlatılmalı, görgü kuralları öğretilmeli. Yemek kitaplarının içinde tariflerden önce bile verilebilir. Çok güzel bir kültürümüz var, misafirlerimize değer veriyoruz, başımızın üstünde tutuyoruz ama bazı insanlar görgü kurallarından bihaber. Bana gelen misafirlerden mutfağa gelen olunca bir bahaneyle dışarı çıkarıyorum. En sevmediğim misafir mutfağa giren, acayip sinir oluyorum.
Ben bir yere misafirliğe gittiğimde lavaboyu kullanmak için bile izin isterim, mutfağa girmem, çoğu arkadaşımın diğer odalarını görmemişimdir. Sürekli gitmediğimiz bir yerse mutlaka çam sakızı çoban armağanı bir şey alır hediye ederim. Bunları biz çocukken öğrendik, büyüklerimizden böyle gördük, böyle büyüdük.
class=”medyanet-inline-adv”>
Bizim jenerasyon yine bir nebze olsun iyi. Arada kızımın arkadaşı geliyor bize, sanki kendi evinde gibi aşırı rahat, sürekli mutfağa giriyor, izin istemeden çekmeceleri, buzdolabını açıyor. Misafir diye bir şey demiyorum ama hiç hoşuma gitmiyor. Kızıma sıkı sıkı tembih ediyorum; birilerine misafirliğe gittiğinde bu konularda dikkatli olması gerektiğini söylüyorum.
‘BANA SORMADAN EBEVEYN BANYOMU KULLANDI’
Melek D. (38)
Ben izin istemeden her yere giren misafiri sevmiyorum ve eğer öyle biri geliyorsa evime geliş gidişi kesiyorum. Eşime bahsediyorum bazen, “Çok abartıyorsun neredeyse misafirleri eve vize ile sokacaksın” diyor. Evime gelmeleri değil izinsiz ve düşüncesizce yaptıkları şeylere karşı tepki gösteriyorum.
Mesela bir arkadaşım var, bir keresinde tuvalet dolu olduğu için bana sormadan ebeveyn banyosuna girmiş. Çıkarken gördüm tesadüfen, pişkin pişkin gülüyordu ama bana göre gülünecek bir şey yoktu hatta yaptığı çok ayıptı. Bir insanın yatak odasına en yakını bile izinsiz giremez, kaldı ki bir de banyomu kullanıyorsun. Çok sinir oldum ama misafir işte bir şey diyemedim.
‘Sana geleceğim’ diye aradığı zaman ‘Gelme’ de diyemediğim için her seferinde başka bir düşüncesiz davranışına tanık oluyorum. Bir geldiğinde de mutfağa girip durduk yere fırının kapağını açmıştı. Ona da çok kızdım. Fırınımın içi her zaman temiz olmayabilir, içine tencere tava koyduğum için düzgün durmayabilir ve ben bunun görülmesinden rahatsız olabilirim. Resmen açık aramak için bir yerleri kontrol ediyor gibi geliyor bana ve her seferinde ‘Misafirin de hayırlısı şart…’ diye geçiriyorum içimden.
‘MİSAFİR UMDUĞUNU DEĞİL BULDUĞUNU YER’
Aynur İ. (47)
Benim en çok özenle hazırlanan ikramlıklara kusur bulan misafirlere tahammülüm yok. Herkes kendine göre misafirine bir şeyler hazırlıyor, her misafirin damak tadına göre hazırlık yapmak mümkün değil. Ne yese “Bunun tuzu eksik, bunun yağı az, limonu fazla olmuş” diyen, “Bak ben bunu şöyle yapıyorum çok güzel oluyor” diye kendi yaptığı tarifi veren bir misafirim var. Önceleri ses çıkarmıyordum ama baktım her geldiğinde aynı şeyleri yapıyor ben de “Misafir umduğunu değil bulduğunu yer” demeye başladım. Hatta bir keresinde telefonda “Sen şimdi benim yaptıklarımı yiyemezsin. Gelirken bir çeşit yap da senin yaptığından yiyelim” bile dedim. Zaten ondan sonra kusur bulmayı bıraktı.
‘SORMADAN KÖPEĞİ İLE GELDİ, ÇOK RAHATSIZ OLDUM’
Feyza Z. (34)
Benim bir arkadaşım bir gün misafirliğe köpeği ile birlikte gelmişti, evde evcil hayvan sevmediğim ve tüyünden çok huylandığım için çok rahatsız olmuştum. Aslında çok kibar ve görgülü biridir ama neden böyle yaptığına anlam veremedim. Bence bu çok özel bir durum ve herkesin evine evcil hayvanla gidilmez.
‘YATILI MİSAFİR VAKTİNDE YATSIN, VAKTİNDE KALKSIN VE VAKTİNDE GİTSİN’
Selen S. (37)
Ben yatılı misafir geldiğinde en çok uykusuzluktan şikâyet ediyorum. Misafirsen ev sahibinin uyku saatine, düzenine, ev hijyenine dikkat etmen gerekir. Salonda yatan misafirler, yatma saatinde hâlâ yüksek sesle televizyon izliyorsa sabah da kalkmak bilmiyorsa öyle misafir bir daha gelsin istemiyorum. Gece gürültüden uyuyamıyorum, sabah uyandıktan sonra onlar uyansın diye yatakta dört dönüyorum. Uykumu alamadığım için bütün gün perişan oluyorum. Ayrıca çekyata serdiğim yatağı öylece bırakıp benim toplamamı bekliyorlarsa iyice sinirleniyorum.
Ben bir yere yatılı misafir olarak gidersem ki bu çok nadirdir ve çok samimi olduğum birinin evidir, sabah herkesten önce kalkarım, yatağımı toplarım ve sessiz sakin ev sahibinin kalkmasını beklerim. Doğrusu budur, çünkü kimsenin düzenini bozmaya hakkımız yok. Bir de ‘Sadece üç gün kalacağız’ deyip gitmek bilmeyen misafirlere dayanamıyorum. Baştan söylesene ne kadar kalacağını… Gelene ‘Ne zaman gideceksiniz?’ diye sorulmuyor ki… Böyle olunca her sabah acaba bugün gidecekler mi umudu ile kalkıyor, her akşam aynı hüzünle yatağa geri yatıyorsun.
‘ÇEK AYAKLARINI SEHPAMIN ÜZERİNDEN’
Serpil K. (46)
Ben evde hijyene çok önem veririm ve dışarıdan gelen her insanın direkt lavaboya gidip ellerini yıkamasını beklerim. Gelen misafir bunu yapmıyorsa onlara zorla ellerini yıkattıramıyorum tabii ki ama çok tedirgin oluyorum. Kolonya dökerek sorunu çözmeye çalışıyorum ama takıldığım başka bir konu daha var.
Evde kimsenin ayaklarını orta sehpaya uzatmasına izin vermem, yapanla feci kavga ederim. Herkes bu huyumu bildiği için ayaklarına hâkim olur. Geçenlerde evime gelen bir misafirim bunu yaptı ve gözlerime inanamadım. Fırın küreği gibi uzattığı ayaklarını görünce ne yapacağımı bilemedim. Bu bence rahatlık değil terbiyesizlik çünkü ben orada yemek yiyorum, birazdan sen de yemek yiyeceksin. Yani yemek yenen yere ayak uzatılmaz, bu hem bana hem kendine saygısızlıktan başka bir şey değil…
***
Peki misafirlikte uyulması gereken nezaket ve görgü kuralları nelerdir? Bu konuda uzmanlar ne diyor? Bilmeden hangi hataları yapıyoruz?
ELİNİZ BOŞ GİTMEYİN, KÜÇÜK DE OLSA BİR HEDİYE ALIN
Ayça Kuru, genellikle ziyarete gitmeden önce ev sahibinden muhakkak müsait mi diye randevu alınması gerektiğini, randevu alındıktan sonra ev için ikramlık bir hediye alınmasının uygun olacağını söyledi ve ekledi:
“Türk adetlerine göre bir yere asla eli boş gidilmez. Yurt dışında böyle bir şey yok ama Türk adetlerinde nasıl dolu gelen tabak boş verilmiyorsa misafirliğe gelindiğinde de uygun bir hediye alınır. Eskiden annelerimiz misafirliğe giderken limon kolonyası ve şeker alırlardı. Ya da her evde bulunan cam fırın tepsisi hediye götürülürdü. Yıl 2023 olunca artık hediye almadan da evlere ziyarete gidiliyor ama küçük de olsa ev ziyaretlerinde el boş olmamalı, en azından gül dışında bir çiçek demeti ya da topraklı bir saksı çiçeği alınabilir.”
JEST YAPAYIM DERKEN KABALIK ETMEYİN
Kuru, hediyenin dışında misafirliğe gidenlerin uyması gereken görgü ve nezaket kurallarını ve doğru davranış biçimlerini de şu sözlerle anlattı:
“Ev sahibinin müsaade ettiği alanlara girilir, dolaplar izinsiz karıştırılmaz, yatak odasına asla izinsiz girilmez. Bizim en güzel atasözümüz olan ‘Misafir umduğunu değil bulduğunu yer’ sözünü uygulamak gerekir. ‘Evde yemek var mı? Bana ne ikram edeceksin? Ay keşke tatlı olsaydı…’ şeklinde cümleler kurmak kabalıktır. Ev sahibine jest olsun diye evi temizlemek aslında kabalık olarak görülür. Ev sahibi müsaade etmeden mutfağa bir şey bırakmak bile doğru değildir. Ayrıca misafirlikte din, dil, ırk, spor ve siyasi görüşler ile ilgili yorumlar yapılmamalı, lüzumundan fazla kalınmamalı. Ev sahibi bize gereği kadar ikram yapmasa bile muhakkak teşekkür edilmeli.”
TUVALETTE BİTMİŞ RULONUN YERİNE YENİSİNİ KOYUN
Jackie Vernon Thompson da “Misafirliğe gittiğiniz ev sizin eviniz değil. Her evin kendine özgü bir kültürü vardır. Benim evimde kabul edilebilir olan, sizin evinizde yasak olabilir. Birinin evinde uzun süre kalmaya davet edildiğinde o evin kültürünü anlamaya çalışmalı ve ona göre davranmalısınız” sözleri ile bu konudaki tavsiyelerini şöyle sıraladı:
“Misafirlikte uzun süre kalıyorsanız, biten bir tuvalet kâğıdı ile karşılaşma ihtimaliniz vardır. Böyle bir durumda mutlaka yeni bir rulonun takılması gerekir. Bu misafirlikte uyulması gereken bir görgü kuralıdır. Genellikle dolaplarda veya bir yerlerde, onları uyarmadan koyabileceğiniz fazladan bir rulo vardır. Son parçayı da kullandıysanız ve banyoda yeni bir rulo yoksa, ellerinizi yıkadıktan sonra asmak için yeni bir rulo isteyin. Asla boş bırakmayın.”
ÜÇ GÜNDEN FAZLA YATILI KALMAYIN
Peki özellikle YATILI MİSAFİR olarak kaldığımız evlerde nelere dikkat etmek gerekir?
Yatılı misafirlik için önce muhakkak ev sahibinden izin alınması, evin müsaitliğinin sorulması ve böyle bir jest yaptığı için teşekkür edilmesi gerektiğini söyleyen Ayça Kuru, üç günden fazla kalınmamasının doğru olduğunu belirtti ve yatılı misafirlikte neler yapılması gerektiğini anlattı:
— Yapılabiliyorsa ev ve mutfak alışverişine destek olunmalı. Mesela meyve ya da atıştırmalık bir şeyler alınarak jest yapılabilir.
— Size hazırlanan oda dışında başka odalara girilmemeli, size verilen havlu dışında başka havlu kullanmamalı. Evin düzenine ayak uydurulmalı.
— Sormadan eşyalar kurcalanmamalı, sigara içilmemeli.
— Muhakkak her daim gündüz kıyafetiyle akşamları ise spor kıyafetiyle oturulmalı, pijama ile evde gezilmemeli.
— Erken saatte size verilen odaya geçilmeli.
— Sabah kahvaltısına pijamayla oturulmamalı, evin kurallarına, hijyene ve düzenine dikkat edilmeli.
— misafir olarak geldiğiniz ev ve bireyleri övülmeli, teşekkür edilmeli, minnet duyulmalı.
— Mutfağa girip ayakta bir şeyler yiyip içilmemeli.
— Ev sahibinden izinsiz ve habersiz evden ayrılmamalı.
— Misafirlik bittikten sonra bir hafta içinde o ev adresine bir çiçek veya bir çikolata tarzında teşekkür hediyesi göndermeniz de güzel bir nezaket örneği olur.
AYAKKABINIZI ÇIKARMANIZI İSTEYİP İSTEMEDİĞİNİ SORUN
Jackie Vernon Thompson, misafirliğe gittiğiniz eve girmeden önce bir saygı göstergesi olarak ev sahiplerine ayakkabılarınızı çıkarmanızı isteyip istemediklerini sormanın çok önemli olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Ayakkabıların çıkarılmasının ya kültürleri ya da tercihleri olduğu evleri ziyaret ettim. Ayakkabılarımı çıkarıp rahat etmem için ayağıma patik ya da terlik verdiler. O evde yerde emekleyen bir bebek ya da daha büyük çocuklar olabilir. Ayakkabılarınızla eve taşıyacağınız mikroplardan küçük çocuklar etkilenebilir. Bu yüzden ev sahibi sormasa bile, özellikle gideceğiniz yerde küçük çocukların olduğunu biliyorsanız ayakkabılarınızı mutlaka çıkarın.”
AYAKLARINIZI MOBİLYALARIN ÜZERİNE UZATMAYIN
Thompson, “Ev sahibi ayaklarını mobilyalara doğru uzatmış olsa bile, bu sizin de yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. Unutmayın, siz bir misafirsiniz” dedi ve misafirlikte ayaklarınızı kanepeye veya sehpaya koyacak kadar rahat olmamanız gerektiği konusunda uyardı.
Misafirlikte özellikle mobilyalar ahşap ise, asla doğrudan mobilyalarının üzerine bardağınızı koymamanızı, hemen kurulanmayan suyun ahşap üzerinde bir halka lekesi oluşturduğu için mutlaka bir bardak altlığı istemenizi tavsiye eden Thompson, “Çünkü bu onlara mobilyalarını önemsediğinizin mesajını verir ve bir nezaket kuralıdır” dedi.
“Uzun süreli bir misafirlik ise yemekten sonra bulaşık makinesini doldurmak ya da boşalmak için izin isteyerek yardımcı olabilirsiniz” ifadelerini kullanan Thompson, misafirlikten ayrılırken uyuduğunuz çarşafı, nevresimi çıkarmanızı ve ayrılırken temiz çarşaflarla değiştirmeyi ev sahibine teklif etmenizin bir görgü kuralı ve düşünceli bir davranış olduğunu belirtti.
Konaklamanızdan sonra bir teşekkür kartı veya notu bırakmanızın kibar bir davranış olduğunu hatırlatan Thompson, ev sahibine misafirperverliğini takdir ettiğinizi ve kapılarını size açtıkları için minnettar olduğunuzu ister sözlü ister yazılı olarak bildirmeniz gerektiğini söyledi.
ALINTI KAYNAK: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/bir-sorudan-fazlasi-bu-misafirler-ne-zaman-gidecek-42230608