Nezaket Erden, bu akşam özel bir gösterimle 400’üncü kez seyirci karşısına çıkacak. Son yılların en üstüne titrenesi oyunlarından ‘Sevgili Arsız Ölüm/Dirmit’le girdi hayatımıza. Latife Tekin’in edebiyatımıza eşsiz katkısı ‘Sevgili Arsız Ölüm’den yol arkadaşı ve eşi Hakan Emre Ünal’la uyarladıkları oyunun ünü 2017’den beri usul usul yayıldı. Köyden kente göç etmiş, sıkış tepiş bir İstanbul gecekondusunda, tüm baskılara inat müthiş bir hayat coşkusuyla direnen Dirmit kızın maceraları dilden dile dolaşıyor ne zamandır… 1990, Mersin doğumlu Nezaket Erden, Ayşe Draz ve Hakan Emre Ünal’la kurdukları Tiyatro Hemhal’de oyunlar üretirken bir yandan da bol ödüllü yerli filmlerin aranan yüzü olmaya başladı. Yakında ‘Bihter’ filminde Peyker olarak izleyeceğiz kendisini. Yakınlarının deyişiyle ‘Nezo’yla 27 Mart Dünya Tiyatro Günü arifesinde bir araya geldik.
class=”medyanet-inline-adv”>
Muhsİn Akgün/MASTÜDYO
◊ Seni asıl olarak Dirmit’in öyküsüyle tanıdık. Senin çocukluk, gençlik hikâyen nasıl?
Çocukluğumun yazları köyde geçti. Dört kız kardeşiz. Okul kapanınca köy otobüsüne doluşup Mersin’den Silifke’nin Çatak Köyü’ne gidiyorduk. Köy cıvıl cıvıldı, maceralıydı. O özgürlük hissi çok güzeldi. Çocukluğumda çok büyük coşku vardı içimde ama nereye aktaracağımı bilmiyordum. Ortaokulda voleybola başladım. Oradaki coşku beni bir süre oyaladı. Derslerim kötülemeye başlayınca annem koçumdan beni takımdan çıkarmasını istemiş. O kadar üzüldüm ki…
Tiyatro öncesi felsefe
◊ Henüz tiyatro yok gündeminde…
Tiyatro oyununa bile gitmemiştim. Lisede radyocu olmak düştü aklıma, evdeki kasetlerin üstüne program yapıp kaydettim. İki yerel radyoya gittim “Radyocu olmak istiyorum” diye… Çok çekingenim ama gözü karalık da var. Sonra ‘Mersin Büyükşehir Belediyesi kursiyerlerini arıyor’ afişinin peşinden tiyatro kursuna başladım. “Buldum galiba doğru şeyi” dedim. Haluk Bilginer’in “Oyuncular önce felsefe okumalı” dediği bir röportajını okumuştum. Peki, Haluk Bey (gülüyor)! Galatasaray Üniversitesi’nde felsefe okumaya başladım, tiyatro kulübünde bir sürü şey deneyimledim. Sınıf arkadaşım Eylül’ün annesi, oyuncu Uğur Demirpehlivan’a el kamerasıyla bir parça kaydedip ulaştırdım. Uğur Hoca’nın eğitmenlerinden olduğu Akademi 35.5’tan burs kazanıp altı ay eğitim aldım. Son senemde okulu bırakmaya karar verip konservatuvar sınavlarına girmeye başlamıştım ki Kadir Has’ın sınavında hocalar “Okulunu bitir, yüksek lisansa gelirsin” deyince rahatladım. Mezun olunca da Kadir Has Üniversitesi’nin Film ve Drama yüksek lisans programına girdim.
class=”medyanet-inline-adv”>
◊ Oyununuzun kaynağı Latife Tekin’in romanı ‘Sevgili Arsız Ölüm’ de aslında Kadir Has’taki bitirme projen. En başta neden bu romanı seçmiştin?
Akademi 35.5’ta Vahide Hoca’nın ‘Romandan Sahneye’ atölyesi için ‘Madam Bovary’yi seçmiştim. Ama asla anlamıyorum kadını, 22 yaşındayım henüz! Vahide Hoca “Başka karakter seç” dedi… Kitapçıdaki üçüncü günümde ‘Sevgili Arsız Ölüm’ü gördüm, “Allahım, ne güzel isim” dedim. O gece bitirdim, bulmuştum karakterimi. Kadir Has’ta bitirme projem için tekrar aklıma düştü. Hakan Emre (Ünal) ile tanışıp çalışmak büyük şans oldu. Hocalar çok beğendi, “Profesyonel olarak sahnelemelisiniz” dediler. Latife Hanım da
ilk izlediğinde çok etkilendi ama “Beni biraz sarstı. Roman olarak yazdım, roman olarak kalmasını istiyorum” dedi. Bizim için büyük yıkımdı… Kadir Has’taki son ücretsiz gösterimden sonra “Artık parasız oynamayın” diyerek sahnelememize izin verdi.
class=”medyanet-inline-adv”>
◊ ‘Dirmit’i hiç duymamış birine nasıl anlatırsın?
Dirmit benim için merakı, devam etme ve direnme gücü hiç bitmeyen masal kahramanı gibi. Hikâyesiniyse bir kız çocuğunun büyürken, onu hapsetmeye çalıştıkları her şeyin içinden, hayali bir yolculukla da olsa, sıyrılmaya çalışması ve onun her şeyle kurduğu durdurulamaz bağ gibi tanımlıyorum. Çocukluğumdaki coşkuyu Dirmit’in haline benzetiyorum. Dirmit o durdurulamaz hali kaybetmemek için bütün zerresiyle mücadele ediyor. Ve bu acıklı bir mücadele de değil…
◊ Kimi oyuncuların yıldızı ilk işiyle parlar. Senin yıldızın demlene demlene parladı…
class=”medyanet-inline-adv”>
Bir şeylerin yavaş yavaş olması iyi geliyor. ‘Dirmit’le de her şey küçük küçük başladı, şimdi daha çok insanın bildiği bir oyun. Filmlerle ilişkim de yönetmenlerin ve cast direktörü Ezgi Baltaş’ın ‘Dirmit’i izlemesiyle başladı. ‘Nasipse Adayız’da küçük bir rolüm vardı. Sonra ‘Küçük Şeyler’, ‘İnsanlar İkiye Ayrılır’ ve ‘İki Şafak Arasında’ geldi.
◊ Son ikisiyle iki sene arka arkaya Altın Portakal En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldın…
İnsanların yaptığını takdir etmesi çok hoş. Ama biraz durmaya karar verdim. Üst üste benzer şeyler yapmaktansa daha sabırlı olmaya çalışıyorum.
‘Akrabalarım aradı’
◊ Çoğunlukla alt sınıftan, benzer profilde kadınları oynadığını düşünüp kendini öyle bir yerden eleştiriyor musun? ‘Benzer şeyler’den kastın bu mu?
class=”medyanet-inline-adv”>
O karakterleri anlayabiliyorum, durumlarını rahatça ortaya çıkarabiliyorum. Benzer şeylerden kastım hem bu hem de senaryolarla ilgiliydi. Şunu istemiyorum artık: Bir erkek başkarakter ve onun bazı hallerini gösteren bir kadın… Ama söylediğin durumu biraz aştım. ‘Uysallar’da plaza çalışanını oynadım… ‘Bihter’in Peyker’i de kentli bir kadın…
◊ Evet, ‘Aşk-ı Memnu’nun dönem filmi ‘Bihter’de Peyker olarak izleyeceğiz seni. Senin ‘Aşk-ı Memnu’ ile aran nasıldır?
Diziyi parça parça izlemiştim. Eski versiyonu da izledim.Ama insanların bu kadar tepki vereceğini fark etmemiştim. Yapımcıyla anlaştık, daha sözleşme yapmamışız, ertesi gün baktım ‘Yeni Peyker’ diye haberler çıkmış. Magazin programlarına çıkmışım. Akrabalarım arıyor “Yeni Peyker olmuşsun” diye.
◊ Öner Erkan’ın yönettiği ‘Şimdi’de de izledik seni. ‘Şimdi’nin sendeki yeri ne?
Oyunculukla ilgili her şeyi sorgulamaya açtığı için enteresan. Hepimizin zaman zaman düştüğü tuzaklara tekrar düşürüyor bizi ve sorgulatıyor. Seyirciyle diyalog halinde olmak, seyircinin arasında oturmak da deneyimlenmesi hoş şeyler.
◊ Sırada neler var?
Yazdığım iki kısa filmi çekmek istiyorum. Bir de uzun metraj yazdım…
‘OYUNLAR YAN YANA DURMANIN EN GÜZEL ALANI’
“Depremden sonra çok tuhaf hissettim. Nasıl oynayacağız bu duyguyla? ‘Şimdi’yi oynayarak başladım. Fark ettim ki insanlar birbirinin gözlerinde ‘İyiye gidecek değil mi bir şeyler’i arıyor. Ve devam etmemiz gerektiğini fark ettim. Deprem bölgesinden gelen insanlar yazıp geldi. Bir kadın ‘Öfkem Dirmit’in çığlığıyla dışarı çıktı sanki’ demişti. Bu o kadar anlamlı ki… Oyunlar ortaklaşmanın,
yan yana durmanın en güzel alanı galiba…”
Dirmit bu akşam kız kardeşleri için sahnede
‘Sevgili Arsız Ölüm/Dirmit’ bu akşam 18.00’de Ses Tiyatrosu’nda 400’üncü kez seyirciyle olacak. Gelirin tamamı depremzede kız çocukları ve kadınlar için Hayata Destek, Derin Yoksulluk Ağı ve Kırmızı Çocuklar Derneği’ne gidecek. Oyunun kartpostallarının geliriyle de depremzede kadınlar için hijyen kiti oluşturulacak. Oyun sonrası da Latife Tekin’le bir söyleşi olacak.
ALINTI KAYNAK: https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-pazar/cok-cekingenim-ama-gozu-karalik-da-var-42240266